deniz aşırı bir yerdeyim. ama en çok martılar uçuyor burada. hani ve neredeyse sadece onlar. rüzgarla dans eden onlar, fizik kurallarına muhalefet eden hep onlar. beni orta yerimden çatlatan yine onlar.
bu öğlen güneşli gösteren hava durumu raporuna göre varoş kafeye gidecektim güya. ihtiyacım olan biraz güneş, az şekerli bir kahveydi. müziksiz olmazdı elbet. lakin güneş yoktu. yağmur da. sadece soğuk esen rüzgar vardı kuzeybatıdan. belki küzeydoğudan. ama şimdi ne önemi var.
oysa ne çok anlatacaklarım vardı. hem güneşe karşı.
başka bir vakte artık.
oysa ne çok anlatacaklarım vardı. hem güneşe karşı.
başka bir vakte artık.
lakin ha deyince yazılmıyor biliyorsun. "aşk zaten kağıda yazılmıyor"*
ama belki akşama şöyle uzunca bir mektup...
hem kuşları kıskandıran..
hem kuşları kıskandıran..