hasta olunca insanın canı kahve çekmiyor. hiç bir şey istemiyor. öğrenilmiş hastalık diye bir şey var mıdır acaba? sabahları hep yorgun, hep isteksiz kalkıyorum kaç zamandır. çok erken vakit değil ama işe gitme fikri var ya. "modern kölelik." o mahvediyor işte. her sabah aynı şey, bu sabah da gitme işe, yat uyu diye söyleniyorum kendime. ama yine de her sabah kurulmuş saat gibi hazırlanıp gidiyorum işe.
bu sabah gitmedim. içimdeki sese kulak verdim. gitmedim. kalkmadım. yattım. ama uyuyamadım. öylece yattım . müziksiz, sözsüz, uykusuz. düşündüm biraz. sonra biraz daha. hayaller kurdum. lakin farkettim ki insan sona yaklaştıkça hayalleri azalıyor bir bir. dolayısı ile ümitleri de. belki sevdikleri, sevenleri de. yalnızlaşıyor. kabuğuna çekiliyor iyice. hoş bir sada bırakmak ardında diyorum. nasıl bir şeydir? ya da gerekli midir?
yatmış, cnbc-e ekonoımi haberlerini izliyordum. sıkıldım. bir iki dergi karıştırdım. yarım kalan bir kitap. olmadı. hasta olunca hiç bir şey istemiyor insan. kahve bile!
yazmak. söylemiştim. bir ondan vazgeçemiyorum diye.
bugün nasıl geçecek peki. kar yağıyormuş. öyle dediler ajansın birinde. kalkıp da cama, bakmadım. belki sana bir hikaye anlatırım. bir aşk hikayesi. kırık bir aşk hikayesi. hüzünlü. ya da şu yarım kalmış kitaplarımı tamamlamaya çalışırım. zira böyle yatarak geçmez vakit.
kitap demişken , komşumuz ve dostumuz ceyn geçenlerde hakan günday okuyamadığına hayıflanıyordu ironiyle karışık! ironi de olsa bir şey kaybetmiş sayılmaz. kadın okuyucu kütlesinin büyük çoğunluğu murathan mungan ve hakan günday diye kırılırken sevemedim ben, okuyamadım üslubunu!
yirmi sayfadan AZ okuyabildim. ve şimdi sol yanımdaki kitaplıkta bana bakıyor üzgün ve suskun. altında ise dostoyevski'nin budala'sı. bir işaret olabilir mi? sanmam.
beni hiç tanımayan biri önermişti günday'ı. şayet biraz tanımış olsaydı belki amin maaoluf yahut ahmet ümit önerirdi. ki onları da sevmezdim.
bitirmeye çalışacağım ama. yarım kalan diğer kitaplar gibi. yarım kalmış aşklar adına sözüm olsun. lakin yarım kalan filmler için söz veremem.
ıhlamur, vitamin ve biraz uyku iyi gelebilir şimdi.
.
guns N'roses - dont cry
.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...