durmadım devam ettim önce boğa'ya sonra moda'ya doğru.
eternity and a day'i bulmak için the end'e çevirdim rotamı yeşil tramvayın geçişinden hemen sonra.
uğramayalı
çok olmuştu. değişmiş gibiydi sokak. duvar yazıları , dışarıya sarkan kafenin masa ve koltukları ve sokağın silueti de sanki.
beni ilk karşılayan duvardaki ; düşlerin hesabı yok ki yazısı oldu.
şansım
varmış sonsuzluk ve bir gün'ü buldum. ama duvar yazısı kafamı
kurcalıyordu. eski süreyya sinemasının önündeyken de bu cümle vardı
kafamda.
başka şeyler de.
o geldi aklıma.
sonra o'nu gördüğüm düşüm düştü zihnime ve kalbime peş peşe.
evet düşleri hesap etmek, yakalamak ölçüp biçmek zordur.
ama işte bazı düşler de var ki yaşam sebebimiz olabilir.
yahut şifresi olabilir son derece sıkıcı ve ara'da kalmış hayatımızın
bir umut işte
aylar aylar önce belki de yıllar önce görmüştüm o'nu.
bana dün gibi geliyor ama. vaktini unutmuş olmam o yüzden.
bir kütüphanedeydik
belki de kitapçı bilemiyorum
binlerce kitap vardı etrafta ve bir tanesi o'nun elinde
bana bir kitap veriyordu
yüzünü tam seçemedim
hiç görmemiştim daha önce ama ruhu çok tanıdıktı
ve elleri
ve bir ömür boyu bakmaya yetecek kadar dingin bir yüzü vardı
o olduğuna yemin edebilirdim
o gün bugündür arıyorum onu
fakat
bir daha da görmedim. ne rüyamda ne etrafta!
kim bilir belki bir gün...
orada bir yerlerde olduğunu bilmek de güzel ama.
hem
neyin, ne zaman başımıza geleceğini bilemeyiz hiç birimiz
misal
insan hangi şarkıyı ne zaman çok seveceğini
vurulacağını da bilemiyor
az önce
tamamen tesadüf eseri karşılaştığım sezen aksu'nun yine mi çiçek şarkısına
aşık oldum
belki haleti ruhiye
belki hastayım ya hala.
insan normallerimde olmadığım için böyle belki
faranjit yerini nezleye terk etti. şimdi zaman zaman tıkanan ve akan sümüklü bir burun
ve dinmeyen bir baş ağrım var. ha bir de cumhurbaşkanı filarmoni orkestrası borazanı gibi bir ses
ama işte şarkı diyorum çok güzel
bi'dinlesen
seversin sen de
ne ağrı, ne sızı. ne dünya, ne dert, ne tasa
şarkılar yalnızca.
melodi ve sözlerin aşık iki sevgili gibi bütünleştiği şarkılar.
şarkılar diyorum. ne güzel değil mi?
kur masayı madam despina
kirli beyaz muşamba örtüleri ser
çek sediri asmanın altına
yanında bir ince müzeyyen abla
yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
hamdolsun.
sezen aksu_cihan okan - yine mi çiçek
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...