bazı şeyler - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

bazı şeyler

-hastaysan yaz kış fark etmez ama nşa'da soğuk günlerde duşta sıcak suyun altında dakikalarca ve öylece mal gibi durmak , düşüncelerinin akan suyla birlikte bedeninden ve ruhundan aşağı kaydığını görmek dünyanın en bi'güzel şeysi bence.

-insanoğlu hayvan gibidir bazen , zekası ile başa çıkamadığı şeylerle karşılaştığında basitleşir, vahşileşir. dikkat etmek lazım.

-bazen de çok eski model yahut müzelik enteresan biri olduğumu düşünüyorum. geç yattım akşam uykusuzdum. nefret ediyorum bunu söylemekten ama hala iyileşemedim. halsiz ve çok uykulu olmama rağmen sabah her zamanki saatimde kalkıp bir güzel giyinip asansöre bindim aynadaki bana bakıp nanik yaptım otoparka indim otomatik kilitle arabayı öttürdüm kapıyı açtım çantamı yan koltuğa fırlattım. dikiz aynasına baktım. bu sefer aynadaki ben, hastalıklı biçimde oturan bana hareket çekti. gitmiyorum lan dedim ve çantamı aldığım gibi yukarı çıktım. üzerimi çıkardım. gerisin geriye yatağa yattım. uyuyamıyorum şimdi.

- hastaneleri hiç sevmem çok mecbur kalmadıkça gitmem. doktor arkadaşımı aradım. nazar değmiş sana kurşun döktür dedi. bi'de iyice terlememi söyledi.

-akşam milli takımın maçı var ama izleyesim yok. eskiden fatih terim var diye antipatim vardı milli takıma. şimdi arda var emre var kaleci volkan var.
hiddink'den sonra tek dileğim bülent korkmaz teknik direktör , alpay özalan-emre belözoğlu ve ali eren beşerler de yardımcıları olsun. milli takımdan tamamen soyutlasınlar beni.

-sanırım C.ye olan bize de oldu. birbirimizin içini bu kadar gördükten sonra sevemeyeceğimizi anlamıştık. yanlış damardan girmiştik duygu hücrelerimize.
belli ki büyük bir yanılsamaydı.
başlangıçta "o" olma ihtimali çok yüksekti.
evet farklıydı ama doğru olan değildi.
acele etmiştik sanırım. uzaktakine değil yakın ve kolay olana yönelmiştik.
en büyük yanılsamamız da buydu.
oysa onun ikizi, doğru ve yine farklı olanı uzak uçta olandı. hani yer yuvarlakta hiç sapmadan hep aynı yönde gidersek başladığımız noktaya ulaşıyoruz ya.
işte ve kanımca o da öyleydi. uzak uçta olana gidecektik.
kolay ve yakın olanı seçtik.
çakıldık.

- tereddütle başladığım en uzun gece'ye okudukça alışmaya, alıştıkça açılmaya, açıldıkça sevmeye başladım. umduğumdan çabuk bitecek gibi.

-ve son olarak ve her zamanki gibi bir şarkı ve yine adamım emre aydın'dan.
sen giderken ben ışıkları söndürdüm prangalar giyindim tam dört yıl olmuş dün

hepsi bu kadar gençlik, şimdi sessizce dağılabiliriz.
evet.