her şey, herkes bir şekilde birleşiyor bir biz bulamıyoruz vuslatın anahtarın…
yazının devamı »bu sonbahar ve kış güneşinin müptelasıyım bayım. kimileri çikolatayla, kimileri…
yazının devamı »iyi geceler bayım hiç yittiniz mi? en az bir defa yitmeli insan nasıl geçti yıl…
yazının devamı »yine yenildik canım viktor. halbuki kendimi karmaşık ve inadıyla baş edilme…
yazının devamı »185-unuttum sanma sakın seni : unutkanlık başa bela müdür. hele ki şu kısa sür…
yazının devamı »yirmi üç en fazla yirmi beş yaşında. turuncu, ince polar bir mont sırtında. sol…
yazının devamı »bu kadar özleyeceğimi tahmin etmezdim. doğrusu farkında değilmişim. sanki küsmü…
yazının devamı »prensibimdir. mecbur kalmadıkça akşam sekizden sonra çay içmem. içersem uykum…
yazının devamı »bir gün yine marmara denizi'nin kenarına oturmuş yanımda sen varmışsın gi…
yazının devamı »bu sabah, yarım bardak çaya bir hikaye, iki çok sesli türkü ve bol miktarda dik…
yazının devamı »dün gitmemem gereken işe bugün gitmedim. evde oturmuş karsu dinliyorum. bir yan…
yazının devamı »gelmemem lazımdı bugün. lakin geldim işte. üstelik ve sanki madalya vereceklerm…
yazının devamı »muhsin geldi ankara'dan. nam-ı diğer voltran muhsin. istanbul üniversitesi’…
yazının devamı »sabahları folik asit, öğlen b12, akşamları da çinko hapı içiyorum. pazartesi,…
yazının devamı »180 - alâmeti farika : yaşlanıyorum galiba ibrahim. bunu nereden anlıyorum?…
yazının devamı »onu gördüm sonunda. daha önce, dünya gözüyle hiç görmemiştim. başka gözle de gö…
yazının devamı »Nazan öncel - bu kaçıncı bahar annemin verandadan hallice avlusunda oturmuş…
yazının devamı »