bundan tam on üç yıl önce. trenle pendik’i geçip denizi gördükten hemen sonra y…
yazının devamı »melihat gülses - çok aşığın var diyorlar çayı bu sabah ben demledim ofiste. ken…
yazının devamı »arthur h. - la boxeuse amoureuse ofisin camından dışarıyı izliyorum. iki karga,…
yazının devamı »üç buçuk dakika uğraşıp da iğneden geçirmeyi başardığım ipi makasla kesmek yeri…
yazının devamı »yalnız geldik. yalnız döneceğiz kehribar sarım. acı ama hakikât bu. sabah, kala…
yazının devamı »zihnimde puslu bir görüntü ortaçağın sırtında dörtnala gidiyoruz şehirler, kara…
yazının devamı »hani derler ya; ne yapsam olmuyor diye işte aynen öyle oldu sevgili marta ne …
yazının devamı »yağmur yeniden başladı. dünyada ve bu pazar gününde bir ben kalmışım gibi oturu…
yazının devamı »sabah çok net gördüğüm çınarcık, öğleye doğru sis ve pusun ardında yok oluyor. …
yazının devamı »son eylülden bu hazirana tam üç mevsim geçti. yağmur, dolu, kar, bulutlar ve gü…
yazının devamı »bu sabah, haziran sıcağının altında, çiçekli müstakil evlerin arasında yürürken…
yazının devamı »bonga- mona ki ngi xica niye yaptığımı bilmeden ya da üzerine çok düşünmeden yo…
yazının devamı »