13- veranda - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

13- veranda

 


filmin (stillwater) son sahnesi artık. birazdan matt damon kızının yanına gelecek. mavi demir sandalyeye oturacak. ve bir durum değerlendirmesi, biraz özeleştiri, biraz empati yapacaklar. lakin ben bu sahne ortaya çıkar çıkmaz bundan sonra olacakları, finali, hatta dünyayı ama her şeyi bir kenara bıraktım. mal bulmuş mağribi gibi öne atıldım ve;

-böyle verandası olan bir evim olacak dedim.
evrene mesajı saldım.
hiçbir şey demedi.
sadece 'tabi tabi olur. bütün verandalı evler de seni bekliyor aslanım' der gibi müstehzi biçimde güldü.
ben de bir şey demedim.
eskiden olsa; sinirlenir, kızarır, bozarır ve bir kamyon dolusu laf nezaretinde söylenir dururdum. yetinmez, onu mahcup edebilmek ve kırılan gururumu tamir için istanbul boğazında dümeni kilitlenen geminin mürettebatı gibi tüm imkanlarımı seferber ederdim.
bu kez öyle yapmadım.
kaderimi alnından öptüm. sonra yavaşça yere bıraktım. ve 99 mayısına, altıyol'daki -şimdi muhtemelen ya sürücü kursu ya da dershane olmuş- kitap kafenin ikinci katına gittim. iç sesime kulak vermeyen aklıma, mantığıma ve insanlığımın bütün mütemmim cüzlerine bildiğim tüm sin-kaflı ve sunturlu küfürleri ettim. hızımı alamadım. kafamı duvarlara vurdum. muhtemeldir ki; siz bu satırları okurken ben beynimi ütülemeye devam ediyor olacağım. ama ve öte yandan biliyorum ki; öyle bir verandası bulunan bir evim olacak. bir gün.
evet böyle.

asaf avidan  one day