aralık’sız - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

aralık’sız



dünyaya mesaj verme kaygısı neden? geçen hafta, buraya her gün not düşmek istiyordum. şimdi kapatıp gitmek. bu oynaklık neden? dışarıda hava soğuk. rüzgar var. en sertinden, poyraz. yağmur da var. pıtır pıtır camlara vuruyor. ne güzel. en sevdiğim havalar! ama özgür olmayınca bir işe yaramıyor. sanki bir sinema filminin içinde hapsolmuşum. nuri bilge ceylan’ın uzak’ı ya da peter weir’ın truman show’u. karar vermesi güç. sabahtan beri hiçbir işe dokunmadım. iki bardak çay içtim. üç dört haber okudum. bolca dışarıyı izledim. kuvvetli rüzgarla sevişen martıları. kopacakmış gibi dalgalanan bayrağı. bir pişmanlık gibi pencereden süzülen yağmur damlalarını. bunları yaparken üşüdüm. kalorifer, patron cimriliğinden yetersiz. dahili klima ısıtması, pandemiden dolayı çalıştırılmıyor. ben de çalışmıyorum. zaten böyle havalarda, çalışmak zorunda olmamalı insan. en azından öğleden sonraları, izinli sayılmalı. gidip içini ısıtacak siyah beyaz, eski bir türk filmi izlemeli. lakin ha deyince olmuyor. olmayınca da oturup anlamını bilmediğim yabancı sözlü hafif müzikler dinliyorum. gitmek istiyorum. gidemiyorum..