içinden kuş geçmeyen fotoğraf, fotoğraf değildir.. - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

içinden kuş geçmeyen fotoğraf, fotoğraf değildir..

denizi görüyorum bazen. buradan, yeni evimden. bu beni mutlu etmiyor. fakat mutsuz da etmiyor. bazen dakikalarca, öylece bakıyorum. kirli, gri binaların arasından. mavi çok uzak. ama biliyorum orada. bir tutam su. hareketsiz. bazen donuk. bazen parlak. adaların ve pusların arasında. iki kanat çırpımı mesafede. zaten kuşlar da en çok o yöne uçuyorlar. bu akşam misal; gün batımında hem denize, hem güneşe uçtular. duramadım, telaşlandım ben de onlar gibi. bir sürü fotoğraflarını çektim. hüzünlü güneşin. çılgın kuşların. eksilen bir günün daha...




sonra içinde kuş olmayan fotoğrafları sildim. yeniden çektim. yine sildim. defalarca. onlarca resim..
bunları niye yaptım, kuşları görünce neden aklım başımdan gidiyor yani? 
inan hiç bilmiyorum. bildiğim bu dünyada bana huzur yok sevgilim. oysa kaç ay oldu pessoa’ya elimi sürmedim! hem bilirsin benim huzursuzluğumun kitabı yok. doğuştan! 
gerçi bu düşüncemin kuşlarla da bir ilgisi yok. pazar günleri baş suçlu galiba. sonra ve biraz kitaplar. biraz filmler. biraz keşkelerim. biraz korkaklığım. ama ve sanırım; en çok da hayatı yanlış sorudan cevaplamaya çalışmam. o vakitler susanna tamarro’yu okumuş olsaydım belki, dinlerdim içimdeki sesi. hayal görüyorsun mithad demezdim. 



bazen de itidale davet ediyorum kendimi. böyle olması gerekiyormuş diyorum. içimde kaybolan huzur ve güven ortamını tesis etmek için devrik cümlelerden teselliler icat ediyorum. filmlerden ve kitaplardan alıntılar yapıyorum. halbuki hayatın film ve kitaplardaki gibi olmadığını öğreneli bir asır olmuştu. lakin insanız. umut etmek istiyoruz..
biri alman, diğeri ingiliz patentli peş peşe iki filmin sonunda düştüm bu çukura. siyah ekranda beyaz yazılar akarken anlamını bilmediğim final şarkısında yuvarlandım boşluğa. her pazar içime çöreklenen anlamsız sıkıntıya hapsoldum. oysa çırpınmanın faydası yoktu. geçmeyecekti. insan belli bir seneden sonra etrafına ve en çok da kendine belli ettirmek istemese de hem kendini hem hayatı çok iyi tanıyor. ötesi zaten lafügüzaf. tecahül-i arif. hüzne bulanmış şarkılar.
.
.
s e z e n  a k s u - gidemem