bazı şeyler : 56 - 62 vaya con dios dersem çık elma dersem çıkma - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

bazı şeyler : 56 - 62 vaya con dios dersem çık elma dersem çıkma

56- vaya con dios’lu hiç bir ortak anımız olmamasına rağmen her vaya con dios melodisinde seni hatırlıyor olmam...

57- taşınırken zarifoğlu’nu -ki en sevdiğim kitabım. başucum. yoldaşım. oksijen çadırım. kelime dağarcığım. sırdaşım. arkadaşım.- kaybettim. tüm faydalı ve faydasız, yarım kalmış ve iki kere okunmuş kitaplarım vardı. zarifoğlu yoktu. bu nasıl bir sınavdı? belli ki sınavı geçememiştim. yenisini almak bir dakikaydı. ama ya sevmek? altını çizdiklerim. elimi sürdüklerim. gözyaşlarımla ıslatıklarım. kenarını kıvırdıklarım ne olacaktı? neyse ki şanslıydım. dördüncü gün buldum o’nu. öyle sevindim. öyle sevindim. çok sevindim..

58- bugün vapurun arka tarafında bir çinli gördüm. belki de koreliydi. ama önemli olan bu değildi. gözlerini kapayıp sapsarı yüzündeki kırmızı rujunu ve kısa saçlarını öğle güneşine öyle bir tutuşu vardı ki; sırf ben değil peşimizdeki martılar bile kıskandı yemin ederim. öyle huzurluydu. öyle bu dünyanın ötesinden. öyle imrenilesi. öyle... öyle işte.



59- vapur demişken. bu öğlen takım elbiseyle ve elinde evrak çantasıyla kadıköy meydanında deli gibi koşan bendim. hepsi ve sadece bir dakika sonra kalkacak vapura yetişmek için değildi elbet. eskiden sirenini duyduğumda trene koşardım böyle pavlov’ın şartlanmış köpeği gibi. trenle benim aramda masum bir oyundu! nefes nefese yetiştiğim de olurdu yetişemediğim de. sıklıkla yetişirdim ama. yaş aldıkça, zaman geçtikçe yetişemez oldum. işte bu öğlen, treni vapurla ikame ettim. nostalji yaptım. eski günleri hatırladım. hem ayıptır söylemesi gedikli de mükellef bir ziyafet verdim kendime. son anda yetişemeseydim şayet fastfooda abanacaktım. ama koştuğum, iyi oldu. iyi..

60- fonda vaya con dios çalarken dizlerimize kadar denizdeyiz ve dans ediyoruz. tahta bir masa, iki ağaç sandalye. biri mavi. öteki yeşil. suyun bitip kumsalın başladığı yerde. rüya değil. hayal değil. serap hiç değil. sadece alaca bir karanlık. gündüz ile akşamın yahut gece ile sabahın öpüştüğü ara’da. arafta. öyle bir yer var biliyoruz. öyle bir an var, biliyorum. orhan veli de biliyordu lakin kimseye söylemedi. ama niçin?

61- trabzon.. (bunu yapmasaydım ölürdüm! ‘bize her yer trabizon’ diyenlere selam olsun)

62- bugün diyorum; sabahtan akşama ve sadece vaya con dios dinledim. anla artık!
.
vaya con dios - just a friend of mine