somethings-15 / internetim olmadan asla! - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

somethings-15 / internetim olmadan asla!

- internetin yahut teknolojinin bana/bize yaptığına bakın bir hele. yazık lan bize! şerefsizim yazık. biz ne zaman bu hale geldik müjgan?
 sigara ya da içkiyi bırakamayanları anlayamadım hiç bir zaman. ama sanırım ve şimdi bu uzun süreli internetsizlikte düştüğüm acizlikte anlıyorum onları. oysa eskiden buralar hep dutluktu.

- düşündüm de politikacı olmaz benden. hadi diyelim yüz kızarıklığını bir şekilde kamufle edip yalan söylemeyi becerebilsek de bir nebze. bu tutuculuk, bu arnavut inadı, farklılığa bu denli direniş yılmadan. çabuk manevra yapamıyorum anlayacağın. yanlış da olsa doğru bildiklerim var ya. kolay terk edemiyor insan. ama ve yine de etrafında farkında olan arkadaşları olması güzel insanın. izlenecek kısa bir film, okumayı belki aylar belki yıllar sonraya bırakacağım kitapları ilk sıraya almak ve hiç bilmediğim bir şairi okuma önceliği benim için o kadar kolay değil. ki yıllar sonra ahmet altan okuyan birinden bahsediyoruz müjgan. kolay değil.

- farkındalık, etkileşim, değişim, arkadaşlar. sinemada film izlemeyi bırakalı uzun süre oldu. ehli keyf ve evde kafaya göre takılıp izlemek her daim daha cezbedici ve ama sinemanın büyüsü başka işte. gereği düşünüldü; ayda en az bir kez beyaz perdede izlenir film.

- buğday ten ama saçlar kumral. pencereden sızan güneşle birlikte sanki kızıla kızıla vuruyordu. güneş gözlüğü ne de uyumluydu. asil bir duruş ama yaşanmışlık dolu yorgun bir yüz. yine de hayattan umutlu. bugün kadıköy dolmuşundaydınız. saat on biri biraz geçiyordu. ne güzeldiniz.
müjgan sen okuma bu paragrafı!

- ve başka bir karar. küçük esnafa acımak yok artık. kahraman bakkala da. genellemelerin en genellemesi belki ama öyle. kusura kalmasın kimse. üç kuruş fazla ver. kurumsal yerden yap alışverişini. paranla rezil olma, sinir katsayını değiştirme. hede hödö işte..

-iddia sezonu açıldı ve iki liraya karşılık bir milyar küsür veren kupon gelirse ben biliyorum ne yapacağımı.

- sanırım eylül bitene kadar yine güzeliz. ne bu şarkı beni ne de ben onu bırakmayacağım.
hadi kur masayı madam destina. çek sediri asmanın altına... müjgan sen de gel!

- beşiktaş'ımız yenilmiş bugün. üzgünüm.

-bir şey diyeceğim ama gülme. geçen bi gün ayşe arman'a mail attım. valla! okumuşsunduır belki hani şu tinay ve nur hikayesini. ben okudum içim cız etti lan. demek hala bir şey var bu yürekte. öyle yani.

- yine mi güzeliz'e ara verdim. vinampı karışık yürütüyorum ve model'in değmesin ellerimiz'ini hala çok seviyormuşum. bunu fark ettim şimdi.

- kitap okuma film izleme zamanı diye bir şey gerçekten var mıdır yoksa benim bu alandaki beceriksizliğime uydurduğum bir kılıftan mı ibaret bu zaman meselesi.
nedir, mesele nedir müjgan?

-şu an bana öyle geliyor ki bu kısa çizgiyle başlayan uzun paragrafları daha da uzatabilirim. çok çok daha çok yazabilirim ama sıkılıp gitmenden korkuyorum müjgan. sahi kimsin sen müjgan? üç gündür dilime ve zihnime dolandın böyle. bana biraz kendinden bahsetmek istemez misin. böyle hep monolog tam monolog nereye kadar?
nereye kadar hem müjgan.
.
model - değmesin ellerimiz