oi va voi - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

oi va voi

şehir bu akşam bir başka, doğrusu bir yabancı gibiydi usta. hani nasıl desem böyle bir anlamsız geldi gözüme belki yıllar sonra ilk defa. oysa neşelenmek, en kötü hüzünlenmek için oldukça elverişliydi hava. üstelik böyle havalarda çok fena sigara çekerdi canım, bilirsin. içmezdim ama çekerdi işte. onu da bilirsin. öyle ki rüzgarlı, hafif ürperten ama asla üşütmeyen belki hüzünlendiren güzel bir hava. ama bir terslik vardı sanki. bir boşluk, bir hissizlik hali böyle. bilmiyorum...
uzun bir süre, bir anlam arayarak ama ve tabi hiç bir şey bulamayarak boş boş yanımdan geçenlere, yanından geçtiklerime, vitrinlere, parlak ışıklara, elektrik direklerine, özellikle boş banklara bakarak yürüdüm. sanki bir şey arıyordum ama ne aradığımı bilmiyordum. içimde bir boşluk ama midemde koca bir yumru. belki de yüreğimde. sanki biri kalbimi sıkıyor. ama ısrarla yürüyor, arıyor ve bilmiyordum.
sonra o bakışı, o gülüşü görünce bir şeyler kıpırdadı içimde. döndüm bir daha baktım. gülüşü ve bakışı bana değildi ama görülmeye değerdi. zaten bana baksaydı öyle, kesin aşık olurdum. -böyle çok güzel bakan, gözlerinin içiyle gülen insanlar görüyorum işte bazen. ama öyle az görüyorum ki onları bir sonraki görüş gününe kadar hafıza kaybı yaşıyorum sanki. bu boşluklar, içimdeki üç noktalar çoğalıp adını koyamadığım garip bir şekle dönüşüyorlar. rüzgar esiyor önce, hava şöyle bir sertleşip sonra kararıyor. ışıklar, ürperme hissi, anlamsızlık, karanlık, hüzün, boşluk, tütün, üç nokta... nihayet sıcak, içten bir gülümseme-
sanki hafızamı kaybetmiştim de yeni yeni bir şeyler hatırlıyordum. önce yüzümü yalayan o serin rüzgarı tanıdım sonra picasso tablosuna poz verir gibi kafelere dağılmış insan yumaklarını. ya parlak reyon ışıklarıyla dans eden gecenin o can alıcı karanlığına ne demeli? yalnız ama mağrur , sarı yapraklı sonbahar bankları hakeza. evet işte buydu. yürüdükçe daha bir açıldım sanki. tepki vermeye başlamıştım. en azından düşünebiliyordum hala.
işte tam bunları düşünürken sol yanımda kibar ama otoriter bir bayan sesi duydum; " keramettin biz mangal'a gidiyoruz hemen döner misin?"
okey. canım deyip telefonu kapattığına göre keramettin ilk kavşaktan kesin ve keskin bir dönüş yapmıştı yahut yapacaktı. dominant bayanla yanındaki arkadaşı güzel kokularıyla ve hızlı adımlarla yanımdan uzaklaşırken yorgun, yaşlı ve yalnız bir bankamatiğe gözüm takıldı. o kalabalıkta yanıp sönen yeşil ışığı ile yalnızlığa sone diyordu sanki. param olmadığını bile bile mutlu olsun diye bakiye sorgulama yaptım! en azından bunu yapabilirdim. sevindi, bir şeyler söyledi kendi dilinden anlamadım. ama gülümsemesinden mutlu olduğu her halinden belliydi. tıpkı o evsiz gibi.
...ve o evsiz adam benden daha cesur ve atik davranıp yoldan geçen delikanlının sigarasına talip oldu. benim kiralık da olsa bir evim vardı. onun da sigarası. dünyanın en zengini ve ehli keyfi oydu bir kaç dakikalığına olsa da...
ışıklardan sağa döndüm. caddenin kalabalığı içerideki sokaklarda yoktu haliyle. mağazalara, dolayısı ile içindeki ve önündeki çalışanlara bakıp kendime züğürt tesellisinde bulunurken güzellik salonundaki kız elinde bir su bardağı çayla dışarı çıktı. önce çayından bir fırt çekti sonra sigarasını yaktı pek bir afili. ve sonra bana baktı. ben ona baktım. çok güzel değildi. belki de karanlıktan iyi seçemedim. bilmiyorum. ellerim cebimde ve hızlı yürüyordum. aynı hızla uzaklaştım olay yerinden. kim bilir ne düşündü hakkımda. gök gürültüsünü andıran bir ses duydum sonra. yağmur mu geliyor acaba demeye kalmadan bunun bir goooollllllll çığlığı olduğunu anladım. fener gol atmıştı. niye bilmem canım sıkıldı durup dururken. hayır iddaa da oynamadım. iki haftadır oynamıyorum zaten. sanırım bu şans işleri bana göre değil. dayı'nın bakkalına girdim belki akşam film izlerim diye biraz içecek karışık kuruyemiş aldım. yine gök gürültüsü yine goool çığlığı. bu fener de çok oluyordu ama. sonra o siyah otomobil, sarışın melek ve o şarkı sokağı bir baştan ötekine beni tepeden tırnağa titretti!
ladino song diyorum usta.
çok güzel şarkı.
hatta çok güzel şarkı
.
oi va voi - ladino song