bir kış masalı - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

bir kış masalı

özlemişim üşümeyi. bir kedi yavrusu gibi bazen yanan bazen yanmayan trenin kaloriferine sokulmayı, cam kenarına sığışmayı. kulakta müzik elde kalem hem dinleyip hem yazmayı hem de camdan film şeridi gibi geçen hayatı izlemeyi. sahi canım adalarımız vardı bir de. güzeller güzeli sevgililerin en güzeli. en çok da ona bakmayı özlemişim. deniz çılgın atarken o'nun o mağrur ve heybetli ama bir o kadar mahzun duruşunu. sevgiliye kavuşma özlemiyle yanıp tutuşan bedenler gibi her saniyesi bir kartpostal görünümü olan irili ufaklı gemilerin, teknelerin adalar'a yönelmesini sonra. hakeza geçtiğimiz her istasyonla birlikte arkada bıraktığımız sararmış yapraklardaki hüznü de seviyorum boş banklardaki yalnızlığı da. lakin gerekmeyenler dahil her şeyi dakikasına kadar ölçüp biçen ama bazılarını es geçen beynimin aymazlık ve tedbirsizliğine kızıyorum. çok kızıyorum. zira ben bunları yazarken ve siz muhtemel en güzel pazar kahvaltınızı yaparken biten şarjım yüzünden hem müziksiz hem fotoğrafsız kalıyorum. neyse ki kağıdım ve kalemim var. 
neyse ki..
.